15 Aralık 2010 Çarşamba

Sade Sevgi ve Kıskançlık



Sevgi evrende her şeyde, yerde ve zamanda  görünüyor. Anahtar gibi açıyor engelleri, kapıları…

Sevginin sade olması üzerinde duracağım. Katışıksız olanı makbul diyenlerdenim.

Ben sevgiyi bireysel olarak ele almayı tercih ediyorum.

Karşılık beklentisi olmamalı.
Ya da şunu sev, bunu sevme!
Şöyle yaparsan seni severim!

Şu soruları didiklemek işimizi kolaylaştırabilir.

Sevdiklerimizi ne için severiz?
Sevgide esas insanın kendi faydasıdır, faydasız olan sevilmez.
Bu fayda şudur kanaatim; sevenin sevgilide yok olma hali! Yani seven sevdiğinde kendini bulur, eksikliklerini fark eder, sevgilinin kapsamına dahil olur. Bu sevgi onu geliştirir ve tamamlar.
Her türlü maddi karşılık (para, mal, fiziki fayda,toplumsal statü, v.b.) da sevgi için sebeptir.

Burada tercih önemli.
Birey tercihini özgürce yapar, sonucunu da yaşar.

Sevdiklerimizi başkaları da severse ne olur?
Klasik manada sık görülen kıskançlık durumu yetersizlikten kaynaklanıyor.
Yetersiz kişi sevdiğini başkasının daha az sevmesini ister. Çünkü kendi daha fazla sevemeyeceğini sanır.
Kendine güveni olan ise sevgisinden emindir, gerektiği kadar seviyordur. Ve kendinden çok sevene de saygı duyar. Çünkü empati yapar. Kendisini sevenler arasına o zamana kadar sevenlerden daha fazla seven biri katılsa nasıl hoşuna giderse. Sevdiği için de hal böyledir. Kıskançlık geldiğinde daha fazla sevgi gösterip en çok seven konumuna çıkmalıdır. Ya da kıskançlık yapmamalıdır.

Kıskanma, kıskandığından daha fazla sev.

Saygılar

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder