26 Aralık 2010 Pazar

Esma-İşleyiş

 
Evrendeki işleyişin tamamı Esma (isimler,sıfatlar) nın yansıması. Esmanın iyisi veya kötüsü olmadığından insana izafidir yansıması. Yani insan kendine uygun olanı “iyi”, uymayana da “kötü” görür.

İşleyiş zincirleme  her şey birbiriyle alakalı, Döngü var. Döngü içinde entropi bu boyutta var. İnsan hücresi her yenilenişinde küçük bir eskimeye uğrar. Buna yaşlanma diyoruz. Tersine entropi işleyişine tekamül diyebiliriz.Bebek büyürken tersine enropi işler. Ruhlar da tekamülünde tersine entropiye tabidir. Yani her deneyimde gelişir. Ruhun bu gelişimi pozitif ya da negatif olabilir. Sonuçta +,- ikisi de değerdir. Negatifte yol kat eden ruh, farkındalık ile bu mesafeyi pozitife taşıyabilir. İnanç ile bilmekle bunu başarabilir. Yani göreceli olarak günahkar biri farkındalığa ulaşabilirse tüm negatifini pozitif olarak kullanmaya başlar. Yani işaret değiştirir… Bunun kolay olmadığı açıktır. Çünkü negatifte gittiği kadar pozitifte olacak. Sıfır noktasına kadar olan kısım için mutlaka bedel ödeyecek. Bu ödeme otomatik işler. Ve pozitifteki yeni yerinde onu bekler. Bu işleyişi Cennet /Cehennem olarak düşünebiliriz. Günahı kadar yanmak veya sevabı kadar harcamak…

Çocukken kışın kızak kayardık. Önce kızağımızı çekerek bir tepeye çıkardık, emek harcayıp potansiyel elde ederdik.Vardığımız yerde kızakla aşağı doğru kayarak o potansiyeli zevke çevirirdik. Çıkarken terleyip inerken zevk almak…

Evrensel işleyiş de böyle. Hikmet dediğimiz ise bu potansiyellerin hangi boyutta ve ne şekilde oluştuğunun bilinmemesi halidir.Yani iyi veya kötü olarak izafi gözlemlerimiz sonuçtur. Sebeb ise zahiren görünmez ya da bilinmez. İşleyişte adaletsizlik olmayacağını bilen gözlemlediği olumsuzluklardan fazlaca dehşete düşmez. “Bir hikmeti olmalı” der. “Borç yiyen kesesinden yer!” Bir de tazminat var; haksızlığa uğrayan tazminat alır… Hani hep eleştirilir; depremlerde günahkar büyükler diyelim, ölen günahsız bebeklerin suçu ne? Onlar ya tazminata hak kazanıyor ya da bir önceki ruhsal formatta tercihinin sonucunu yaşıyor…
Bilmemiz gereken haksızlık ve yanlışlığın evrensel işleyişte yerinin olmadığıdır. Bu işleyişin aktörleri tercihlerinin sonucunu yaşar. “Elest”, ilk tercih devam ediyor… Kimi mazlum kimi zalimi oynar. Zalimi oynayan sırası gelince mazlumu da oynamak zorundadır. Döngü var.

Peki denge hali nedir?
Hayat faaliyettir. Denge ise ölüm…
“Hay” sıfatı faaliyeti gerektirir.
Sarkaç hareketi gibi “-,+”salınır insan yaşam boyunca. Denge hali sırattır.
“Ölmeden önce ölünüz.”
Yani dengeye geliniz.
Dengeyi başaran zaten bu boyutta ölmüştür. Terakkisine diğer bir üst boyutta devam eder.

Peki Şeytan bunun neresinde?
Her yerinde…
Yani bu işileyişin insana göreceli yansımasında iş başındadır.
Maksat insanlar terakki etmesin.
Birbirini yesin.
Her işleyişe itiraz etsin.
Anlamaya çalışmasın.
Durumunu çıkmaza soksun.
Enerji boyutunda bu doğrultuda yayın yaparak insanın enerji boyutunun üzerine çıkmasına yani nur üzeri nur olan ahsene çıkmasına mani olmak! Çünkü kendisi insan yüzünden nur boyuttan enerji boyutuna düştü…

Bilinçli yaşam ile yükselmek hepimiz için dileğim olsun.

Selamlar.


Ahmet Bektaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder